2 Ocak 2014 Perşembe

Balat

Renklerin ve doğallığın hakim olduğu kent yaşamının ortasında kent yaşamından uzak bir yer.





Renkli ve eski binalarıyla aklımda kalmıştı. O eski İstanbul tadını yaşamak için attım kendimi yokuşlu Balat sokaklarına.



Gezintim Ayvansaray metrobüs durağında inip, surları geçtikten sonra ilk sokağa girmemle başladı.



Amacım ara sokaklarda gezmek olduğu için caddeye yaklaştığımı hissettiğim anlarda hep yukarı doğru çıktım. 
Muhitte çok sayıda farklı mezhep ve ülkelere ait kiliseler mevcut. bunlardan bazıları artık harabe haline gelmiş, bazılarınında bahçe duvarları yüksek olduğu için içeride ne olduğu görünmüyor. Kitabelerinde nereye ait olduğu yazıyor fakat bazılarında sadece ermenice yada latince yazılar var. Bazılarının duvarlarında "Park etmeyiniz" yazıları mevcut.




Semtteki binalardan bazıları kullanılmayacak halde. Sağlam olanda ise tadilat sesleri oldukça fazla. Duvarı delen matkap, molozları kaldıran kürek sesleri yada boya yapılan bir bina görebilirsiniz.



Yerleşimin yoğunlaştığı sokaklarda dikkatimi çeken ilk şey; binalar arasında çekilen ipe asılmış yıkanmış çamaşırlardı. Temizliklerine önem veriyorlar. Çocuklar toplarını kaptığı gibi dışarı atmışlar kendilerini, biraz büyümüş olan ergen gençler ellerinde telefonlarla sosyal medyada geziyorlar, onlara kapıda ve pencerede halı çırparak karşılayan roman kadınları eşlik ederek günü karşılıyorlar.
Çok geçmeden sizi buraya getiren renkli binaları görmeye başlıyorsunuz. Her köşesini döndüğüm sokakta beni heyecanlandıran mutlaka bir şey çıktı. Gözlerim sürekli etrafı inceliyor, düşüncelerim de daha önce buraya neden gelmediğimi soruyordu bana.






Yaz yada kış fark etmez sanırım burada gezdiğiniz her mevsim terleyebilirsiniz. Sizin gibi gezenlere, turistlere yada her köşesinin ayrı bir kare olduğunu düşünen fotoğraf meraklılarına rastlamanız mümkün.




Tepede bir yere çıktığınızda uzaklarda bordo renkli ve ihtişamlı yapısıyla fener rum lisesi sizi bekliyor olacak. Ona doğru yürümeye devam edin. çünkü gerçekten görülmesi gereken bir yapı. Çektiğiniz fotoğraflara efekt verme gereksinimi bile duymazsınız. Yalnız şöyle bir durum var bu eserin hemen önündeki binalarda teyzeler yanlarında durana aldırış etmeden halı çırpmaya devam ediyorlar.




İsterseniz gezintiye devam edebilir yada Fener rum lisesinin yolundan devam ederek Fatih'e geçebilirsiniz. 
Oradan çıkıp, bir içecek aldıktan sonra Balat'ın, şehr-i istanbul'un en farklı semtlerinden biri olduğunu anlayacaksınız ve orayı bu farklılığından dolayı seveceksiniz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder